4 Ağustos 2013 Pazar

Ben Bir Kadınım!

Ben bir kadınım; doğduğumda aileme çocuk sahibi olmanın mutluluğunu yaşatmak dışında soy devam ettirebilme yeteneği taşımadığımdan çoğu zaman evlattan sayılmayan...

Ben bir kadınım; okulda ağabeylerime kaç kardeşsiniz sorusu sorulduğunda 'iki kardeşiz bir de kız var' yanıtı verdiren.

Ben bir kadınım; ilk oyuncağı bebek olan; çünkü büyüdüğünde en önemli işi çocuk doğurup bakmak olacak olan...

Ben bir kadınım; biraz haylaz ve hırçınsam 'erkek Fatma' diye anılan...

Ben bir kadınım; uslu ol, hanım hanımcık dur, fingirdeme sözlerini pek küçücükken duymaya başlayan...

Ben bir kadınım; ev içi işleri yapmayı öğrenerek geçirdiğim çocukluğum yüzünden aslında gelişebilecek bir çok yeteneğimi açığa çıkarma fırsatı bulamayan...

Ben bir kadınım; okumasına ne gerek var, zaten evlenecek o denilen. Ne kadar okuyacağına bile evin erkeği tarafından karar verilen...

Ben bir kadınım; törelerin zincirinden kendini kurtaramayan... töre cinayetlerine kurban giden... İşlenen cinayette hem kurban hem de suçlu olan...

Ben bir kadınım; sokakta saldırıya uğrasam o saatte orada ne işi vardı denilen...

Ben bir kadınım; aynı emeği harcadığım bir erkekten çok daha az kazanan... ev içinde harcadığım emek ise hiçe sayılan...

Ben bir kadınım;

her başarılı erkeğin arkasında duran.. bir türlü kendi başarılarıyla anılamayan... O başarılı erkek için hiç durmadan çalışan...

Ben bir kadınım; bana dayatılan güzellik anlayışları içinde çırpınan... bu çırpınış sırasında bir anda metalaştırılan.

Ben bir kadınım; başarmaya başladığım her işin arkasında garip yatak odası hikayeleriyle anılan...

Ben bir kadınım; doğduğunda babasına, evlendiğinde kocasına ait olan...

Ben bir kadınım; oynak kalçalarımla anılan ve dünyanın en büyük şairlerinden biri için bile 'bizim' kadınlarımız olan.

Ben bir kadınım; başarılı erkek nesline ilk günahını işleten...

25 Temmuz 2013 Perşembe

üniversiteye başlayacak olan adaylar hayatın gerçekleriyle tanışın bari :))

1. Öğrenci işlerindeki kadın size düşman değil. Onun nefreti bütün dünyaya karşı, moralinizi bozmayın ve klimanın tadını çıkarın.
2. İlk hafta ders olmaz. Amele gibi gitmeyin. ( hadi o tatlı heyecanla gaza gelip gittiniz, hayvanlar gibi ilk geceden bütün okulu facebook arkadaş listenize eklemeyin.)
3. Ders programı için panonun önünde toplanan kalabalığın arasında görüp aşık olduğunuz kızın sevgilisi var. Başta uyarıyorum, sonra çok ağlarsınız demedi demeyin.
4. Muhabbete "YGS de kaç puan aldın? Bi alt tercihim su ürünleriydi" şeklinde giren elemanla samimiyetiniz, not almanın ötesine geçmesin. Çünkü o çok sıkıcı biri, dikkat edin.
5. Saçı, sakalı uzatıp maymuna dönmeyin. Uzayan kıllar, özgürlük sembolu değildir. Klişeleşmeyin.
6. Sporla alakanız olmadığı halde sürekli eşofman altıyla gezen dombililerden olmayın, ve hava 60 derece dahi olsa "bol cepli kapri" denen tekstil ürününden uzak durun.
7. Kulüpler amele kaynıyor, heyecalanıp hepsine girmeyin.
8.John lennon gözlüğü ve sile bezine abanan hatunla muhabbet edecekseniz, mevzu yanı etzsche'den, sistemin bizi köleleştirdiğinden ya da hayatın anlamsızlığı gibi anatemalarla girin.
9. Siyah tişört üzerine kareli gömlek giyip, düğmeleri açanlar mühendislikte, şile bezi gömlek ve üzerine şal takanlar güzel sanatlarda okuyor.
10. Alay ettiğiniz bıyıklı/favorili kızlar, 1-2 yıla manken gibi olacak. Büyük konuşmayın, erken rezervasyondan yararlanın.
11. Sığır sürüsü gibi doluşacağınız kantini gözünüzde büyütmeyin. Önceleri reina gibi gelir, fakat sonra aile çay bahçesine dönüşür, demedi demeyin.
12."kitabı almak zorunludur" diyen hocalarınızı ciddiye almayın. Fotokopiciye gidin.
13. Yatay geçiş, %10 luk dilime girip harcın yarısını ödemek gibi saçma sapan hayallere kapılmayın, kötü geçen vizeden sonra, hepsi yalan olucak, unutmayın.
14. Makarna, boş bira şişeleriyle "vize" yazıp etrafında poz verme gibi öğrenci evi geyiklerine gülen kalmadı. Bunu yapmayın.
15. Ve son olarak; beyler, kızlar orada da teklif etmiyor, ümitlenmeyin.
16. bu sefer hakketten son en azından internette yazarkan yazım kurallarını pek tınlamayın :)...

21 Temmuz 2013 Pazar

Robert Service - Çöllerde Kaybolduğun Zaman, Çocuk Gibi Korkuyorsan

Çöllerde kaybolduğun zaman, çocuk gibi korkuyorsan,
Ve ölüm dosdoğru bakarken gözlerine,
Her yanın yanmış gibi acıyorsa eğer,
Hoyle - silahını çıkar ve ... vur kendini der,
Ama gerçek insan 'sonuna kadar savaşır'.
Kendini yok etmek ona yasaktır.
Açlıkta ve kederde ne kolaydır vazgeçmek,
Zorluklardan güç almak, işte budur zor olan.
Oyundan sıkıldın artık demek, 'utanç vericidir bu'.
Gençsin, cesursun, akıllısın.
'İşin başındasın' biliyorum ama söyleme sakın,
Canlan artık, en iyisini yap ve savaş.
Yılmadan uğraşmaktır seni kazandıracak olan.
Öyleyse kolayına kaçma dostum!
Topla cesaretini, ne kolaydır terketmek,
Başını dik tutmak, işte budur zor olan.
Yenildiğini haykırmak ve düşüp kalmak sonra,
Tatlı suda yüzmek ve gitmek ağır ağır, kolaydır.
Ama savaşmak umut gözden uzaktayken,
En iyisi budur işte, tüm oyunların içinde!
Her zorlu aşamadan çıktığın zaman,
Yorulmuş, yenik düşmüş ve yıpranmış da olsan,
Bir daha dene, ne kolaydır ölmek,
Yaşamayı sürdürmek, işte budur zor olan.

                                              ROBERT SERVİCE

19 Temmuz 2013 Cuma

daha 14 yaşında ve 11 kişin tecavüzüne uğradı. avukatı ilk kez konuştu...

14 yaşında tecavüze uğrayan ÇOCUĞUN avukatının twitter da yazdıkları:
"Birazdan 11 tane şüphelisinin ve 15 yaşında bir mağdurun olduğu, içinde uyuşturucu ve tecavüz geçen bir ağır ceza duruşmasına gireceğim

Bu arada ben mağdur vekiliyim. 14 yaşında 9 kişinin tecavüzüne uğramış ve şimdi korkudan şikayetçi değilim diyen bir çocuğun avukatıyım.

14 yaşındaki kıza zorla uyuşturucu verip bayıltan ve sırayla tecavüz eden bir de bunu videoya çekip paylaşan sanıkların ifadeleri şok edici

Sırf kız evden kaçıyor ve de sigara içiyor diye nerdeyse tecavüzü mazur gösterecek şekilde savunma yapan avukatlar bile var karşımda

Kız o kadar korkmuş ki duruşma boyunca elimi bırakmadı, ifade vermek için sanıkların dışarı çıkmasını istedi, olayı anlatırken hep ağladı.

11 sanıktan 5'i tutuklu diğer 6'sı için de tutuklama istedim. Heyet karar için ikinci kez ara verdi. Duruşma 10:30'dan beri devam ediyor.

3,5 saat ve 21 sayfa tutanak sonunda tutukluların tutukluluk halleri devamı ile tutuksuz olanların tutuklanmalarına karar verildi.

Sanık yakınları arbede çıkardı, mağdur kıza annesine ve bana saldırmaya kalktı. Polis eşliğinde kaleme sığındık. Dışarda kıyamet kopuyor.

14 yaşındaki tecavüz mağduru ve avukatı bana tecavüzcülerin aileleri siz nasıl insanlarsınız diye saldırdı. Asıl siz nasıl insanlarsınız?

Sonuçta ilk celse bile olsa, henüz infaza yönelik hüküm kurulmamış da olsa o 11 tecavüzcü duruşmadan sonra cezaevine gidecek. Bu bile yeter.

Evet suçu ispatlanana kadar herkes masumdur ve burda 14 yaşında bir çocuğa tecavüzden bahsediyoruz. Hem de 11 kişi tarafından. Ne masumiyeti

30 yıllık ömrümün ve 6 yıllık meslek hayatımın en zor saatlerini yaşadım. Avukat olarak sakşn olayım dedim ama insan olarak mümkün değil.

Kız birkaç defa evden kaçmış diye sokaklarda başkalarıyla yatıp kalkıp suçu bize yıkmaya çalışıyor, akli dengesi yerinde değil bile dendi.

O tramvayı yaşayan birinin ruhsal durumu elbette yerinde olmaz ama akli dengesi yerinde değil ne demek? Deli diye tecavüz mü edeceksiniz?

Elimi tuttuğunda avuçlarının içi terleyen, titremesine zor mani olduğum ve bana ablacım diyen bir çocuktan
bahsediyoruz. Adı üstünde çocuk.

Mağdur çouk şu an yurtta kalıyor; ama annesi ve küçük kız kardeşi için hayat bundan sonra onunki kadar korunaklı olmayacak maalesef.

Güzümün önünde kadını "seni de kızın gibi yapacağız" diye tehdit ettiler. Onunla ilgili de ayrıca suç duyurusunda bulunuldu elbet.

Tecavüze uğrayan çocuğunun hakkını aradı, suçlulardan şikayetçi oldu diye bir anneyi tehdit etmek hangi insani ölçüte sığabilir?

Sonrada suçsuz oldukları anlaşılırsa diyenler var. Bazı suçlarda aslında en başından her şey apaçık ortadadır, soneadan kamufle edilir.

Bugün bir kez daha anladım ki, hayatta çok gerzekçe şeyleri dert ediyoruz. İnsanlar ne travmalar atlatıyor,biz neyin derdindeyiz?

Ben öz kızına tecavüz eden baba ile ilgili halasının kıza "babanın yanında yarı çıplak gezip adamı tahrik etmeseydin" dediğini bile duydum."
       
                YORUM SİZİN...

Çocuklarınız Sizin Çocuklarınız Değil...

Çocuklarınız, sizin çocuklarınızı değil, yaşamın kendisini özleyişinin kız ve erkek evladıdır. Sizin aracalığınızla dünyaya geldiler; ama sizden gelmediler. Yanınızda olmalarına karşın sizin malınız değil onlar. Onlara sevginizi verebilir, düşüncelerinizi veremezsiniz; çünkü onların kendidüşünceleri var. Eviniz, onların bedenlerine barınak olabilir; ama ruhlarının barınağı olamaz. Onların ruhları, yarının evinde yaşar ve siz bu evlere konuk olamazsınız. Onlar gibi olmak için büyük çaba harcayabilirsiniz; ama onların sizin gibi olmasını istemeyin...